Neden Konfor Alanımızdan Çıkmalıyız?

Dünya özgür olma cesaretini gösteremeyen insanlarla dolu. Özgür olmak, bize mutluluk ve keyif veren şeylerin peşinden koşmak demek. Bunun için ise KONFOR ALANIMIZDAN çıkmamız gerekiyor.

Oysa çoğu insanın konfor alanından çıkmaya cesareti yok. Bu yönde yargılayıcı yada fazla korumacı çevremizden de destek görmüyoruz.

Konfor alanı nedir?


Konfor alanı kişinin
• Kendisini alıştığı ortamda hissettiği,
• Herşeyin kontrolü altında olduğuna inandığı,
• Stres ve endişe yaşamadığı,
• Yeterli derecede sevgi ve onay bulabileceğini, diğer yandan belirsizlik ve yokluk yaşamayacağını düşündüğü psikolojik durumlara deniyor.

Konfor alanında kişi aynı zamanda varlığı için iki önemli şartı büyük ölçüde garantilediğini varsayıyor:

• Yaşamının devamlılığı
• Başkaları tarafından kabul görmek

Sıkıntı ve pişmanlık…
Konfor alanında yaşarken, iniş ve çıkışlar en aza iniyor. İnsan kendi çapında riskleri minimize ettiğini düşünüyor. Ama karşılığında şunlar yaşanıyor:

• Derin iç sıkıntıları,
• Gerçekleştirilememiş potansiyeller ve pişmanlıklar.

Değişmeyen değişim…
Oysa hepimizin bildiği gibi herşey değişim içindedir, ne kadar çabalarsak çabalayalım aynı kalmaz. O zaman, biz neden hayatın dalgalarıyla sörf yapmak yerine inatla onları durdurabilmek için zamanımızı, hayallerimizi ve yeteneklerimizi feda ediyoruz? Kendimizi sevmediğimiz işlere, mutlu olmadığımız ilişkilere mahkum ediyoruz?

Kimler özgür olma cesaretini gösteremez?
1) Değersizlik: Kendini değersiz zannedip, bunu başkalarının onayıyla gidermeye çalışanlar.
2) Yanlızlık Korkusu: Kendini yanlız hissedip, bunu gidermek için başkaları tarafından kabul görmenin peşinden koşanlar.
3) Güvensizlik: Kendine güvenmeyip başarısızlıktan korkanlar.
4) Büyüme Korkusu: Büyümekten korkan, güvensizliklerinden dolayı sorumluluk almak yerine, başkalarına ve onların kararlarına yaslanarak yaşamayı tercih edenler.

Özgürlük insanın kendi beyninde başlar
Bunların hepsi beynimizde, kendi içimizde olup bitiyor. Konfor alanı üzerinde çalışmalar yapan Marcus Taylor, insanların konfor alanını yapay zihinsel sınırlar olarak tanımlıyor ve bunları aşabilmeleri için onları cesaretlendirmek istiyor. Aşağıdaki ingilizce sitede hem konfor alanınızı ölçebileceğiniz hem de onu genişletebilmek için size ilham verecek kitap, makale vb. öneriler bulunuyor.

http://www.whatismycomfortzone.com/

Taylor’un psikiyatristler tarafından da onaylı testini binlerce kişi cevaplamış. Bunlardan çıkan sonuçlar düşündürücü. Erkekler kadınlara göre konfor alanlarını genişletmeye daha yatkın. Demek ki burada kadınları cesaretlendirme konusunda biraz pozitif ayrımcılığa ihtiyaç var. İlginç bir diğer bulgu ise şu: bazı insanların konfor alanları yaş ile birlikte genişlerken bazılarınınki ise daralıyor. Demek ki seçimi bizler yapıyoruz. Ayrıca testte yüksek puan alanların genelde başarılı sporcular ve girişimciler oldukları görülmüş.

Ruh doya doya yaşamak ister
İnsan ruhu yaşamak, görmek, üretmek istiyor. Ancak onu beynimizin yarattığı ‘konfor alanı’na hapsettiğimizde küsüyor ve suskunlaşıyor. İşte o zaman hastalanıyoruz. Mutsuz, depresif, neşesini kaybetmiş daracık alanlarında yaşayan donuk insanlar oluyoruz.

Özgürlük sorumluluk almak ve büyümeye cesaret etmektir. Renkli, keyifli, sizi ne mutlu ediyorsa onu yaptığınız, işinizin eşinizin aşkınız olduğu bir hayatı cesaretle seçmenizi diliyorum.

Sevgiyle kalın,
Ceyda TÜMEN

Etiketler konuk yazarlar
Yorumlar
Kalan Karakter 800